Aklıma koydum yapacağım.
Askıya astım derdimi, derdime derman arıyorum” adlı bir proje hazırlayacağım. Hepimizin derdi var çözemediği, ertelediği. Nasıl ki asıyorlar faturalarını ve biri gelip çare oluyorsa, ödeniyorsa faturalar işte aynısından istiyorum ben de.
Asalım biz de dertlerimizi askıya; kim bilir birileri gelir ve derdimize derman oluverir. Dertler mi hepsi çeşit çeşit…
Kimi borç ve harç derdinde, kiminin derdi aşk… İlginç olan da şu, kiminin derdinin dermanı diğeri… O zaman faydalı bir şey yapalım ve dertleri paylaşalım derim.
Eh, aralık da geliverdi. Ve dert üstüne dert…
Kar, yağmur, soğuk, fırtına…
Bütün zorluklara rağmen, kış mevsimi paylaşma mevsimidir. Askıya astığımız dertleri dostlarımızın çözme mevsimi…
Yanan sobanın ateşi ne büyük mutluluk… Eh bir de üstünde kestaneler varsa değmeyin keyfime…
Hangimiz çocuk olmadık, hangimiz karda kardan adam yapmadık ki?
Bir sabah gözünüzü açıp pencereden baktığınızda her yerin kar tuttuğunu görmek ne güzel bir duygu… Sokaklar, çatılar, ağaçlar, arabaların üzeri gelin gibi süslenir ve yüzünüzde bir mutluluk beliriverir.
Kalabalığın azaldığı caddelerde yürürken sessizliği ne kadar özlediğinizi fark edersiniz.
Kısa günlerin tadını çıkarın mesela…
Pek çok insan sevmiyor ve söyleniyor bu kısalığa ama ben seviyorum. Aslında bu tembellik yapmak için harika bir bahane.
Battaniyeye sarılın, biraz da cips alın kâseyle elinize, sevdiğiniz TV programlarını, ya da filmi saatlerce izleyin.
Ya da yazın koşturmaktan okuyamadığınız kitapları okuyun.
İşte buna yaşamak denir!